Türkiye’nin nefesini tutarak beklediği karar öncesi son dakika gelişmesi: İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun savcılık ifadeleri tamamlandı. Savcılık, İmamoğlu’nun tutuklanması talebiyle mahkemeye başvurdu. Gözler şimdi Çağlayan Adliyesi’nden çıkacak nihai karara çevrildi.

Adliye Süreci Başladı
Emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilen Ekrem İmamoğlu, burada önce terör soruşturması kapsamında 2 saatlik ifade verdi. Ardından yolsuzluk soruşturması için savcı karşısına çıkan İmamoğlu’nun ifadesi tamamlandı. Savcılık, her iki soruşturma sonrası İmamoğlu’nun tutuklanmasını talep ederek dosyayı mahkemeye yönlendirdi. Şimdi herkes, hakimden gelecek kararı bekliyor.

İmamoğlu’na Yöneltilen 7 Ağır Suçlama
İmamoğlu hakkında öne sürülen suçlamalar oldukça ciddi:

Abdullah Öcalan, Bayramda Kardeşi ve Yeğeniyle Görüştü Abdullah Öcalan, Bayramda Kardeşi ve Yeğeniyle Görüştü
  • Suç örgütü yöneticiliği ve üyeliği

  • Rüşvet

  • İrtikap (görevini kötüye kullanarak çıkar sağlama)

  • İhaleye fesat karıştırma

  • Nitelikli dolandırıcılık

  • Kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde elde edilmesi

  • PKK/KCK terör örgütüne yardım

Bu iddialar, İmamoğlu’nun hem belediye başkanlığı hem de siyasi geleceğini etkileyebilecek ağırlıkta.

Dört Olası Senaryo
İmamoğlu’nun önünde dört farklı yol bulunuyor:

  1. Serbest Bırakılma: Mahkeme tutuklama talebini reddederse, İmamoğlu İBB Başkanlığı görevine devam edebilir.

  2. Serbestlik + Kayyum: Terör suçlamasına rağmen serbest bırakılırsa, İçişleri Bakanlığı devreye girerek yerine kayyum atayabilir.

  3. Terörden Tutuklama: Terör suçlamasıyla tutuklanırsa, İBB’ye kayyum atanması kaçınılmaz hale gelir.

  4. Organize Suçtan Tutuklama: Suç örgütü suçlamasından tutuklanırsa, Beşiktaş Belediyesi örneğinde olduğu gibi mecliste yeni bir başkan seçimi yapılır.

Yolsuzluk Soruşturmasındaki İfadesi Ortaya Çıktı
İmamoğlu’nun Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nda verdiği 2,5 saatlik ifade, yaklaşık 2 sayfa tuttu. Savcının gösterdiği fotoğraflara yanıt vermeyi reddeden İmamoğlu, “Fotoğraflarla ilgili cevap vermek istemiyorum. Hayatım halkın içinde geçtiği için insanları tanımak ve hatırlamak konusunda kendime güvenirim. Ancak önüme liste halinde fotoğraflar konularak, çoğu benimle çalışan veya yol arkadaşım olan insanların sorulmasını uygun bulmuyorum. İlişkilerim zaten açık ve nettir. Tanımadığım kişileri ise hatırlamaya çalışarak bir çaba içine girecek değilim,” dedi.

Kamulaştırma İddialarına Yanıt
Sarıyer Reşitpaşa Mahallesi’nde kamulaştırılan bir araziyle ilgili suçlamalara değinen İmamoğlu, “Bu işlem, bölgeyi yeşil alan olarak halka kazandırmak için yapıldı. Belediyemiz binlerce kamulaştırma gerçekleştiriyor; bu da onlardan biri. MASAK raporunda 3 milyon matrah ve 250 bin lira kapora ödemesi görülüyor olabilir, ancak arazi alımı için İş Bankası’ndan iki ayrı kredi kullanıldı ve ödemeler bu şekilde yapıldı. Bu konunun yeniden incelenmesini talep ediyorum,” şeklinde savunma yaptı.

“Şeffaflık Benim İçin Esas”
Soruşturmada adı geçen Emrah Bağdatlı, Adem Soytekin, Hüseyin Köksal ve Fatih Keleş gibi isimlerin mal varlığı artışlarıyla ilgili bilgisi olmadığını belirten İmamoğlu, “Bunlar onların ticari hayatları. Kamu yöneticisi olarak şeffaflık ve hesap verilebilirlik benim için temel prensipler. Hayatımda gizli saklı bir şey olmadı, hele ki kamu yöneticisi olduktan sonra asla. Üç nesildir ticaretle uğraşan biriyim ve dünyanın en büyük şehirlerinden birini yönetiyorum. Hesap sormanın ve vermenin pek çok yolu varken, 4 gün önce sabah 06.00’da yüzlerce polisle evden alınmam, Türkiye’ye büyük bedeller ödetti. İnsanların mutsuzluğu, yolların kapanması, ilçelerin barikatlarla çevrilmesi, hele ki Ramazan’da kul hakkı yenmesi beni ve milletimi derinden üzdü,” diye konuştu.

“Hukuki Mücadelem Sonsuza Dek Sürecek”
Savunmasını sert bir kararlılıkla tamamlayan İmamoğlu, “Doğru yöntemler yerine namusuma ve haysiyetime leke sürmeye çalışanların, bu raporları hazırlayanların karşısında hukuki zeminde son nefesime kadar mücadele edeceğime yemin ediyorum. Söyleyeceklerim bundan ibaret,” diyerek sözlerini noktaladı.

Türkiye, Çağlayan Adliyesi’nden çıkacak bu kritik kararı merakla beklerken, İmamoğlu’nun geleceği kadar İstanbul’un yönetim şekli de bu karara bağlı görünüyor. Gelişmeler anbean takip ediliyor.