Ünlü sanatçı Volkan Konak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde verdiği konser sırasında fenalaşarak hastaneye kaldırılmış, ancak tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. 58 yaşında hayata veda eden sanatçının ölümü, sevenlerini yasa boğarken, yıllar önce yaptığı vasiyeti de yeniden gündeme gelmiştir.

Volkan Konak’ın Vasiyeti Ne?

Karadeniz müziğinin sevilen ismi Volkan Konak, geçmişte yaptığı açıklamalarda, klasik defin yerine bedeninin yakılmasını ve küllerinin Karadeniz’in sularına savrulmasını istediğini belirtmişti. Konak, bu isteğini şu sözlerle dile getirmişti:

Aybüke Pusat Teşkilat Dizisinin Yeni Fragmanında Yer Aldı mı? Dizi Final Mi Yapacak? Aybüke Pusat Teşkilat Dizisinin Yeni Fragmanında Yer Aldı mı? Dizi Final Mi Yapacak?

“Siz sevenlerime vasiyetimdir, ne olur ben ölünce gömmesinler beni toprağa. Yaksınlar benim tüm bedenimi. Ve bir kutuya koyup Karadeniz’imin üstüne bir helikopterle savursunlar tüm küllerimi. Özellikle de Trabzon’umun üstüne.”

Bu açıklama, sanatçının doğup büyüdüğü topraklara olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne sererken, sosyal medyada da geniş yankı uyandırmış ve hayranlarından destek mesajları almıştır.

Volkan Konak’ın Dini İnancı Ne?

Volkan Konak, geçmişte verdiği röportajlarda dini inancını özel bir mesele olarak gördüğünü ve bu konuda kesin bir açıklama yapmadığını dile getirmiştir. Sanatçı, inanç anlayışını şu sözlerle özetlemiştir:

“Benim dinim insan sevgisidir.”

Bu sözleriyle, insan odaklı bir dünya görüşüne sahip olduğunu ifade eden Konak, etnik kökeni ve dini inancı üzerine yapılan spekülasyonlara da yanıt vermiştir. Bir açıklamasında şunları söylemiştir:

“Ben Laz değilim, Rum da değilim. Kökenim belli. Biz Karadenizliyiz, aynı zamanda da Dünyalıyız.”

Sanatçının bu açıklamaları, kimlik ve inanç konularını bireysel bir çerçevede ele aldığını göstermektedir. Volkan Konak, hayatı boyunca sanatını ve müziğini insan sevgisiyle harmanlamış, düşüncelerini özgürce ifade eden bir sanatçı olarak hafızalarda kalmıştır.

Volkan Konak’ın dini inancı, bireysel bir mesele olarak kaldığı için net bir şekilde tanımlanmamıştır. Ancak, insan sevgisine dayalı bir dünya görüşüne sahip olduğu açıktır. Sanatçının vasiyeti ve hayata bakış açısı, onun özgün karakterini ve Karadeniz’e olan bağlılığını gözler önüne sermektedir. Sevenleri, onu eserleri ve bıraktığı güçlü miras ile hatırlamaya devam edecektir.