İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 2019’dan bu yana devam eden hukuki süreçleri, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gündeminde önemli bir yer tutuyor. 9 Nisan 2025 itibarıyla İmamoğlu, birden fazla dava ve soruşturma ile karşı karşıya. Hakkındaki suçlamalar yolsuzluktan terör örgütüne yardıma kadar geniş bir yelpazede yer alırken, İmamoğlu ve destekçileri bu süreçlerin siyasi bir kumpas olduğunu savunuyor. Peki, Ekrem İmamoğlu neden yargılanıyor? İşte bu sorunun cevabını ara başlıklarla detaylı bir şekilde ele alan bir haber…
“Ahmak Davası” ile Başlayan Süreç
Ekrem İmamoğlu’nun yargılanma serüveni, kamuoyunda “Ahmak Davası” olarak bilinen olayla başladı. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin iptal edilmesinin ardından, 4 Kasım 2019’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” ifadesini kullanan İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla suçlandı. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, 14 Aralık 2022’de sonuçlandı ve İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile siyasi yasak getirildi. İmamoğlu, bu sözlerin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik olduğunu savunsa da mahkeme, YSK üyelerini hedef aldığına hükmetti. Karar istinafa taşındı ve henüz kesinleşmedi, ancak bu dava İmamoğlu’nun yargı sürecindeki ilk büyük sınavı oldu.
Beylikdüzü Döneminden İhale Suçlamaları
İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı (2014-2019) döneminde gerçekleştiği iddia edilen usulsüzlükler de yargı gündeminde. 2015 yılında yapılan bir ihale nedeniyle “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla hakkında dava açıldı. İçişleri Bakanlığı’nın şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, İmamoğlu’nun 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasakla cezalandırılması talep ediliyor. Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bir sonraki duruşması 11 Nisan 2025’te. İmamoğlu, Danıştay’ın bu konuda daha önce lehine karar verdiğini belirterek, sürecin siyasi motivasyonlu olduğunu öne sürüyor.
Yolsuzluk ve Suç Örgütü İddiaları
19 Mart 2025’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan operasyonla İmamoğlu’nun hukuki durumu daha da karmaşık hale geldi. “Suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “rüşvet”, “irtikap”, “nitelikli dolandırıcılık”, “ihaleye fesat karıştırmak” ve “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme” gibi ağır suçlamalarla gözaltına alındı. 23 Mart’ta yolsuzluk dosyası kapsamında tutuklanan İmamoğlu, Marmara Cezaevi’nde tutuluyor. Savcılık, İBB ve iştiraklerinde usulsüz ihaleler yapıldığını, İmamoğlu’nun ekibindeki isimlerle birlikte bu faaliyetleri organize ettiğini iddia ediyor. İmamoğlu ise bu suçlamaları “uydurma” olarak nitelendirerek, gözaltına alınmadan önce kendisine karşı 6 dava ve 30 yıla yakın hapis cezası talebiyle bir kumpas kurulduğunu savundu.
Terör Örgütüne Yardım Suçlaması ve “Kent Uzlaşısı”
Aynı operasyonda İmamoğlu’na yöneltilen bir diğer suçlama, “silahlı terör örgütüne yardım” oldu. Bu iddia, 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde PKK/KCK ile bağlantılı olduğu öne sürülen “kent uzlaşısı” stratejisiyle ilişkilendirildi. Savcılık, İmamoğlu’nun DEM Parti ile ittifak yaparak terör örgütüne dolaylı destek sağladığını iddia etti. Ancak bu dosyada İmamoğlu hakkında adli kontrol şartıyla serbest bırakma kararı verildi. Savcılık, mali suçlardan zaten tutuklu olduğu için ikinci bir tutuklamaya gerek görmediğini belirtti. Bu durum, İBB’ye kayyum atanma ihtimalini şimdilik ortadan kaldırdı, ancak tartışmaları bitirmedi.
Başsavcıya Yönelik Sözler ve Yeni Davalar
İmamoğlu’nun yargılanma nedenleri arasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri de yer alıyor. 20 Ocak 2025’te bir panelde Gürlek’i eleştiren İmamoğlu, “Seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız” demişti. Bu ifadeler, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişiyi hedef gösterme” suçlamalarıyla yeni bir davaya dönüştü. Savcılık, 7 yıl 4 aya kadar hapis ve siyasi yasak talep etti. Ayrıca, bir bilirkişi hakkındaki açıklamaları nedeniyle “yargıyı etkileme” suçlamasıyla açılan başka bir dava da sürüyor.
Diploma Sorunu ve Usulsüz Harcama İddiaları
İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’nden aldığı diplomasının iptal edilmesi de yargı sürecine eklendi. 18 Mart 2025’te üniversite, İmamoğlu’nun 1990’daki yatay geçişinin usulsüz olduğunu iddia ederek diplomasını geçersiz kıldı. Bu karar, gözaltından bir gün önce tebliğ edildi ve siyasi kariyerine darbe vurma amacı taşıdığı öne sürüldü. Ayrıca, İBB’nin sanatsal etkinlik harcamalarındaki usulsüzlük iddialarıyla “görevi kötüye kullanma” suçlamasından bir soruşturma daha devam ediyor.
Siyasi ve Toplumsal Tepkiler
İmamoğlu’nun yargılanması, Türkiye’de geniş yankı buldu. CHP lideri Özgür Özel, süreci “demokrasiye darbe” olarak nitelendirirken, destekçileri Saraçhane’de protestolar düzenledi. Avrupa Konseyi ve ABD gibi uluslararası aktörler, hukukun siyasallaştığına dair endişelerini dile getirdi. İktidar ise suçlamaların hukuki olduğunu savunuyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yargıyı siyasi zemine çekmek tehlikeli” derken, İmamoğlu’nun avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvuruya hazırlanıyor.
İmamoğlu Neden Yargılanıyor? Bir Değerlendirme
Ekrem İmamoğlu’nun yargılanma nedenleri, hakaret iddialarından yolsuzluk ve terör suçlamalarına kadar geniş bir yelpazede toplanıyor. 9 Nisan 2025 itibarıyla tutuklu olan İmamoğlu, bu süreçlerin Erdoğan’a rakip olduğu için başlatıldığını iddia ediyor. Destekçileri, halk iradesinin gasp edildiğini söylerken, karşı taraf suçlamaların somut delillere dayandığını savunuyor. Hukuki süreçler devam ederken, İmamoğlu’nun siyasi geleceği ve Türkiye’nin demokratik yapısı hakkındaki tartışmalar da derinleşiyor. Bu davalar, yalnızca bir belediye başkanının değil, bir ülkenin hukuk ve siyaset anlayışının da sınandığı bir döneme işaret ediyor.